23 Ekim 2012 Salı
28 Eylül 2012 Cuma
Kırmızı Başlıklı Kız
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ
Dünyanın en ilahi yaratı gücünü taşıyan kadınlar neden
sadece evde havuçlu kek yapar, öyle değil mi?
Kadının doğurganlığıyla birlikte gelen kendi bedeninden bir
varlığı koruma güdüsü onda sevgi, paylaşım gibi duyguların oluşumunu sağlar,
beslenme gerekliliği de emeğe dayalı bir yaşamı beraberinde getirmiştir. Kadın
bitkilerden yararlanarak kendini ve yavrusunu
beslenme ihtiyacını karşılamış, toprakla bütünleşerek doğa ile uyumlu olmayı
öğrenmiştir. Gelişen süreç ile birlikte topraktan en iyi şekilde yararlanmayı
öğrenen kadın neolitik dediğimiz bu dönemde ilkelde olsa yerleşik yaşama
geçişin temellerini atmıştır. Uygarlığa geçişin de temellerinin atıldığı bu
dönemde kadın hakimiyeti devam etmiş, sadece üretim alanında değil toplumsal
kuralların oluşturulmasında da önemli rol oynamıştır. Bu toplum yasalarını
kendi sistemi içerisinde örgütleyen kadın erkeği de toplumsal yaşama dahil
etmiştir. Kadının doğa ile olan uyumu geliştirdiği tüm yöntemlerin barışçıl,
eşitlikçi ve demokratik olmasını sağlamıştır.
Üretim araçlarının değişmesiyle birlikte kadın ve erkek
arasında oluşan iş bölümünde erkek avantajlı duruma geçmiş, kadın toplayıcılık
ve ev işleriyle sınırlı kalmıştır. Anaerkil dönemde kadının üretim sonucu elde
ettiği üretkenlik, doğurganlık özelliği tüm toplumda kendisi için yapması kabul
edilirken, ataerkil toplumda üretkenlik ve doğurganlık özellikleri kaba bir
biçimde egemen sınıfın hizmetine sunulmuştur. Bununla yetinmeyen sistem kadını
şiddete maruz bırakarak sömürü ve egemenliğini daha da derinleştirmiştir.
Emeğine ve bedenine sahip çıkmayan kadın bu durumlar karşısında ezik ve
iradesiz bir karaktere bürünerek erkeği olmadan yaşayamayacağı düşüncesiyle
kendi yaratı sürecine ket vurmaktadır…
Masallar bize birçok şeyi sevimli ve hoş anlatır, ama
altında neler gizlidir...
Ormanda yaşayan şirin akıllı bir kız olan kırmızı başlıklı
kızın bir ismi bile yoktur. Kırmızı bir başlık onu tanımaya yeter. Yaşının çokta
büyük olmadığını anladığımız bu kız silik bir anne ve hiç gözükmeyen bir baba
karakteri arasından sıyrılıp hikayeye konu olur. Nasıl olmasın; küçük yaşına
rağmen kurtlarla dolu bir ormandan geçerek büyükannesine yemek götürmeye
çalışır. Büyük annesi hastadır ama ona bakmakla görevli sadece bu küçük kızdır.
Nasıl gider; nasıl o yemekleri taşır bilinmez.
Masalda zekaca üstün kurt karakteri vardır birde. Görevi kırmızı
başlıklı kızı ağına düşürmektir, bu kurt insansı özellikler taşır, adeta bir
erkektir. Küçük kızla konuşur, onu ormanda oracıkta yemek yerine büyükannesine
gider, önce onu yer ve sonra kızla dalga geçer gibi büyükannesinin kılığına
girer. Kırmızı başlıklı kıza da akıllı demiştik başta ama o kadar da değil ki
kurdu tanıyamaz. Ama anladığında kan beynine sıçramış olacak ki, kurdu tek
eliyle duvardan duvara vurur ve doktor gibi karnını yararak büyükannesini kurtarır.
İşte bu hikayedeki ufacık anlamlar bile erkeğe yüklenen değerin avcı, kadına yüklenen
değer av olduğunu bize gösterir. Kurt, kırmızı başlıklı kızın hayatına girdiğinde ona ve
özgürlüğüne sahip olmak ister. Fakat kırmızı başlıklı kızın özgürlüğünü kontrol
altında tutmaya çalışırken kendi özgürlüğünü de feda etmiş olduğunun farkına
varmaz. İşte o yüzdendir ki kadının kendi gücünü keşfetmesi her iki cinsinde aydınlanması olacaktır.
Denge tüm dünya üzerinde tek gerçek kuraldır…
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ
KOREOGRAF : BAŞAK GÜNEŞ
DANSÇILAR: ECEM ÖZBEY / FIRAT TOSUN / BAŞAK GÜNEŞ
DEĞİŞİM İÇİN 100 BİN SANATÇI : DÜNYA'NIN EN BÜYÜK SANAT ORGANİZASYONU VE SİVİ...
DEĞİŞİM İÇİN 100 BİN SANATÇI :
DÜNYA'NIN EN BÜYÜK SANAT ORGANİZASYONU
VE
SİVİ...: DÜNYA'NIN EN BÜYÜK SANAT ORGANİZASYONU VE SİVİL TOPLUM HAREKETİ DEĞİŞİM İÇİN 100 BİN SANATÇI - TÜRKİYE Dünya'n...
DÜNYA'NIN EN BÜYÜK SANAT ORGANİZASYONU
VE
SİVİ...: DÜNYA'NIN EN BÜYÜK SANAT ORGANİZASYONU VE SİVİL TOPLUM HAREKETİ DEĞİŞİM İÇİN 100 BİN SANATÇI - TÜRKİYE Dünya'n...
23 Ağustos 2012 Perşembe
YZUR
YZUR
Maymununu konuşturmaya çalışan bir adamla ilgili bir öykü okudum. Çok ilginç teorilerle desteklemiş. Maymunların konuşmayı, iletişimi unutan insanlar olduğunu düşünüyor, evrim maymunların ilerlemesiyle değil inanların gerilemesiyle olmuş olabilir diyor. Ve onların sağır dilsizler gibi eğitilebilinirse konuşabileceklerini anlatmış. Uzun uğraş ve bence hayvana araştırma adı altında yaptığı işkenceler sonucunda hayvan tamda ölürken konuşuyor.
EFENDİ, SU. EFENDİ, BENİM EFENDİM...
(Leopold Lugaros/Babil Kitaplığı/ Arjantin Öyküleri/ Borges)
Maymununu konuşturmaya çalışan bir adamla ilgili bir öykü okudum. Çok ilginç teorilerle desteklemiş. Maymunların konuşmayı, iletişimi unutan insanlar olduğunu düşünüyor, evrim maymunların ilerlemesiyle değil inanların gerilemesiyle olmuş olabilir diyor. Ve onların sağır dilsizler gibi eğitilebilinirse konuşabileceklerini anlatmış. Uzun uğraş ve bence hayvana araştırma adı altında yaptığı işkenceler sonucunda hayvan tamda ölürken konuşuyor.
EFENDİ, SU. EFENDİ, BENİM EFENDİM...
(Leopold Lugaros/Babil Kitaplığı/ Arjantin Öyküleri/ Borges)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)